Bayrampaşa Evde Masaj – Masör Ece
Bayrampaşa Evde Masaj Hizmetleri – Masör Ece
BayrampaÅŸa Evde Masaj okul tatillerinde, ırgatların çocuklarını çevresine toplar, ders verirdi. Meyrignac’ta çekilmiÅŸ bir resmi vardır. Çevresinde on-on iki kadar çocuk; deÄŸiÅŸik yaÅŸlarda, kızla, oÄŸlan… Beyaz önlüklü ve boneli bir hizmetçi ortalarında duruyor. Elinde bir tepsi. Tepside portakal suları bardak bardak. Babaannem, babam on üçündeyken ölmüş.
BayrampaÅŸa Evde Masaj babam annesinin ölümünden duyduÄŸu tanımsız acılan yaÅŸamakla kalmamış; üstelik hayatta tek başına da kalmış, kendi problemlerını kendi çözmek gibi bir zorunluluÄŸa düşmüştü. Babam için, anası demek, düzen ve kaide demekti. Dedem, babaannemin yerini bir türlü dolduramamış. Elinden geleni yapmış tabii; babamın iyiliÄŸini istediÄŸine, çıkarını düşündüğüne de hiç şüphe yok. DoÄŸru yolu seçtiÄŸi, köklü fikirler beslediÄŸi de mutlak. Komüncülerden nefret etmiÅŸ, Deroulede’i silkip atmış.
Ne var ki, kendi kişisel haklan ve istekleri, sürekli olarak ödevlerine ağır basmış. Soylularla burjuvazi arasında, toprak ağalarıyla memurluk arasında bir yerlerde, ne o ne de öteki olabilen, Katolik inancına saygı duyan, ama bu inancın gereklerini yerine getirmeyen babam, ne toplumla hepten haşır neşir olmuş, ne de sırtına kaldıramayacağı kadar ağır sorumluluklar yüklenmiş. Giderek, yaşamın haz temeline oturduğu ilkesine bağlı biri olup çıkmış. Spor denince, eskrim yapmış yapmasına ama, meçle değil de, sopayla yapmış. Ve bu sporda ikincilik kazanmış. Bu derecesiyle de pek ovunurdu. Tartışmaları, kavgaları, üzüntüleri sevmezdi.
BayrampaÅŸa Evde Masaj
BayrampaÅŸa Evde Masaj çocuklarını alabildiÄŸine özgür yetiÅŸtirmeye çabalardı. Kendisini ilgilendiren mevzularda, örneÄŸin edebiyat ve Latince’de gene önde gelenlerden biri olmaya devam etmiÅŸ; fakat artık sınıf birincisi olmaz olmuÅŸ. Olmaz olmuÅŸ, çünkü eskisi benzer biçimde, canım diÅŸine takıp çalışmazmış. Babamla halama birkaç kuruÅŸ verdikten sonra, Gaston amca, Meyrignac’ın tek sahibi olmuÅŸ, ekmek elden su gölden yaÅŸamını sürdürmüş. Ailenin minik oÄŸlu olması, annesine olan kopmaz bağı ve okullardaki baÅŸarısı, geleceÄŸi hiç de itimat altında olmayan babamı, kendini düşünmekten koparıp birtakım sorumluluklara itmiÅŸ.
Ancak, belirli yetenekleri bulunduğunu gören babam, bunlardan yararlanabildiği kadar yararlanmaya karar vermiş. Hüzünlü yeteneklerinin hakikaten son derece gelişmiş olmasına rağmen, meslek olarak hukuk yolunu seçmiş. Çünkü çok iyi konuşan, konuştu mu herkesi etkileyip ağzına baktırmasını bilen birisi bulunduğunun farkındaymış.
Hukuk fakültesine kaydolmuÅŸ. Ama bana hep, “Ailenin tutumu biraz yatkın olaydı, konservatuara girer, oyuncu olurdum” derdi. Bu, öyle gelip geçici bir heves de deÄŸildi üstelik. Babamın” tiyatro sevgisi, hakikaten bir tutku niteliÄŸine bürünmüştü. Hukuk öğrenimi yaparken, devrin ileri gelen yazarlarının yapıtlarıyla ilgilenmiÅŸ; sabahlara dek Alphonse Daudet, Maupassant, Bourget, Marcel Prevost ve Jules Lemaitre’i okumuÅŸ. Fakat Comedie Française ile müzikholler, ona kitaplardan çok daha çekici gelmiÅŸ. Tüm oyunlara gidermiÅŸ. Devrin ünlü aktrislerine âşık olur, aktörlerine tanrı ÅŸeklinde taparmış.
Son yorumlar